Bir Adalet Aracı: Sosyal Medya Mahkemeleri
#XİçinAdalet, #YTutuklansın etiketleri; artık hangi sosyal medya aracında görürsek görelim şaşıramadığımız çağrılar olarak karşımıza çıkmakta… Kimi zaman vahşice işlenen bir cinayetin peşi sıra, faillerin gerektiği gibi cezalandırılması için; kimi zaman sümen altı edilmesinden endişelenilen yakınmalarını duyurabilmek için bu etiketler üzerinden Sosyal Medya Mahkemeleri’ne başvuruyor insanlar. Sosyal medyada gerektiği kadar yayılan çağrılar, gerçekten de aslında bu görevi doğrudan doğruya yürütmesi gereken kişiler bakımından etkili olabiliyor, süreçleri hızlandırabiliyor ve pek çok hak kaybını da önleyebiliyor. Peki bu durum gerçekten normal mi? Sosyal Medya Mahkemeleri gerçekten bizi adalete götürür mü? “Yeni Normal” olarak benimsememiz mi gerekli?
Neden Sosyal Medya Mahkemeleri’ne Başvuruluyor?
Demokratik ve müreffeh toplumların olmazsa olmaz ihtiyacı; düzgün işleyen, hızlı sonuç alınabilen, her gelir düzeyi için erişilebilen ve en önemlisi de tam bağımsız olan yargıdır. Bu özelliklerden herhangi birinde oluşan bir arıza, kişileri uyuşmazlıklarını kendi bildikleri yollarla çözmeye itmektedir. Öfkelenilen kişileri “mahkemelerde sürüm sürüm süründürmek” gibi eğilimlerin olması, mahkemelerin toplumumuz nazarındaki geçmişten beri süregelen konumunu da açıkça ortaya koymaktadır aslında…
Bugün hemen hemen herkes tarafından ittifakla kabul olunacağı üzere mahkemelere başvurmak hakkın temini için maalesef ne ekonomik ne de hızlı bir yoldur. Bir vatandaşın talebini mahkemeye taşıdığı sıradan bir günde; aynısını aynı gün içinde binlerce vatandaşın da yaptığını söylemek asla abartılı bir iddia olmayacaktır.1
Dolayısıyla insanların her temel ihtiyacı gibi adalet ihtiyacını da bir an önce sağlamaya dönük haklı isteği ile adaletin çeşitli gerekçelerle tecelli etmeyeceğine olan inanç kişileri farklı yollara başvurmaya teşvik ediyor. İşin kötü yanı, bazı durumlarda gerçekten resmi makamlara başvurulduğunda alınması mümkün olmayacak ya da çok geç alınacak bir sonuç sosyal medyada yeterli “trend” sağlandığı takdirde çok daha kısa sürede alınabiliyor.
Hal böyle iken Sosyal Medya Mahkemeleri aracılığıyla adalet arayışını çok da haksız bulmamız mümkün görünmüyor. Üstelik bu durumun yalnız toplumumuz için değil, dünya genelinde pek çok toplumda da yansıması söz konusu.
Ne Sakıncası Var?
Madem kısa yoldan adalet sağlanıyor, adaletsizliklerin önüne geçiliyor; bırakalım da insanlar sosyal medyadan adalet arayışını gerçekleştirsin diye düşünülebilir. Ancak bu durum esasen oldukça tehlikeli bir durumdur. Sosyal Medya Mahkemeleri’ne bu kadar itibar edilmesi, ülkede hukuka olan güvenin düşük düzeyde olduğunu gösterir. Hukuka güvenin bu denli azalması kişileri ihkak-ı hakka ve başka adalet arama yöntemlerine götürebilir ki bu da kamu düzenini ortadan kaldırarak çok daha ciddi tehlikelere yol açabilir.
Sosyal medya platformları, aslına bakıldığında manipülasyona oldukça açık platformlardır. Kaynağı belirsiz ya da tek yanlı olan bir haber bir anda gündem olabilir, kişilerin hassasiyetlerini istismar etmek isteyenler bu gündemi diledikleri şekilde yönlendirerek adalet dileyen kişileri bizzat adaletsizliğin sebebi olmaya itebilirler. Öte yandan, sosyal medya aracılığıyla verilen tepkiler taşla sopayla olmasa da elektronik anlamda bir linç kültürünün de besleyicisi olabilirler.
Öte yandan adaletin tam bağımsız mercilerce sağlanması gerekliliği de Sosyal Medya Mahkemeleri vasıtasıyla ihlal edilebilmektedir. Zira adalet, yanılma imkanı bulunan çoğunluğu memnun edecek tedbirler almakla elde edilemeyebilir; kimi zaman çoğunluğun kanaatine, popüler görüşlere rağmen alınan tedbirlerle elde edilebilir. Dolayısıyla Sosyal Medya Mahkemeleri bağımsız kalma yönünde çabası olan yargı mensupları için de olumsuz sonuçlar doğurabilen bir baskı unsuru olabilir.
Ne Yapılabilir?
Yargının toplum nezdinde sağladığı güven ortadayken, Sosyal Medya Mahkemeleri’nin bir anda gözden düşmesini beklemek elbette yersizdir. Bu durumda çok daha derin tartışmaları ve çalışmaları gerektiren yargı bağımsızlığını ve işlevselliğini siyaset üstü bir şekilde ve bir ulusal mesele olarak öncelikle ele almak zorunludur. Birkaç gün içinde elde edilmesi mümkün olmayan bu sonuç elde edilinceye kadar, muhtemelen çok uzun bir süre daha Sosyal Medya Mahkemeleri ile yaşamaya alışmak durumundayız. Ancak yine de adaletin aranmasına aracılık etme peşindeyken adaletsizliğe yol açmamak için kanaatimce yapabileceklerimiz var:
- Teyit edilemeyen, aşırı taraflı, abartılı içeriklerin yayılmasına aracılık etmeden önce biraz daha araştırmak ve düşünmek
- Şiddet görüntülerinin yayılmasına aracılık etmemek (Şiddete uğrayan bir canlının görüntülerini çocukların bile erişebileceği ortamlarda paylaşmanın yarardan çok zarar getireceği inancındayım)
- Tepkileri serinkanlı ve ölçülü bir şekilde ortaya koymak, çok ufak bir detayın maddi gerçeği değiştirebileceğini unutmamak, alternatif görüşlere de kulak vermek,
- Suç teşkil edecek söylemlerden ve eylemlerden kaçınmak
- Kişilerin yaşamını tehlikeye atacak, soruşturmanın gizliliğini ihlal ederek delillerin karartılması yönünde şüphelileri/sanıkları yönlendirebilecek paylaşımlardan kaçınmak
- Kullandığımız kavramlarla ilgili araştırma yapmak (tutuklama – gözaltı farkı, hangi suçlar için talep edilebileceği vb. bilgilere bugün çok kısa bir araştırmayla ulaşmak mümkün olabilmektedir)
- Herhangi bir günde Türkiye’de kaç adet dava açıldığını görebileceğiniz Adalet Bakanlığı internet sitesi: https://istatistikler.uyap.gov.tr ↵